Günah Çıkarma Ayinleri 2
Ey sevgili, bu sana yazılmış olan aşkımın kutsal yazıtlarıdır bilesin. Yüreğimin
hokkasından
senin için damıttığım kandan kırmızı bir mürekkeple, parmaklarımdan yaptığım
divite çalan aşkımın ızdırapları ve acı çekişleridir.
Yanımda olsaydın
sana bunları söyleyemez kendimi sana kurban edemez ve her gün bu ağlama
duvarının önünde diz çöküp sana yalvaramazdım. Biliyorsun ki, güzelliğin bütün
bedenimi, ruhumu ve aklımı çaresiz yokluklara götürürdü. Sen yanımdayken şımarık
bir kulun olur davranışlarımla kurallarını çiğnerdim. Senin sevgin ve
bağışlayıcılığından o kadar emin olurdum ki, seni üzmelerim bile şakalarımın yüz
kızartan kırıntıları olurdu.
Yanımda olsaydın
ben sana aşık olamazdım da sanırım. Senin sevginle yücelirdim, mutlu olurdum,
sokaklarda en alasından erkek olma bilinciyle ve sana sahip olma erdemiyle başım
dik dolaşırdım ama seni, senin istediğin gibi sevemezdim. Sevgilin olurdum,
kocan olurdum, efendin olurdum ama seni, senin istediğin gibi sevemezdim.
Aşkının dehlizleri arasında sarhoş olurdum, şehvetinin ve arzularının sınır
tanımazlığı ve bende bıraktığı izlerle yok olurdum ama seni, senin istediğin
gibi sevemezdim.
Sen hep kendine
sorardın niye ben daha çok seviyorum diye. İçin içini yerdi neden o da beni,
benim onu sevdiğim gibi sevmez diye. Sabahlara kadar ağlardın yokluğumda.
Sanrılar görürdün uykular arasında. Her şarkıda, her ilahide beni düşünür yine
ağlardın. Kanardın ve kanadıkça kırmızıya bulaşırdın. Aşkın öyle bir dem alırdı
ki, şarabın şişede durduğu gibi durmazdın. Hani bir parlasan parçalardın içine
girdiğin bedenleri ve ruhları. Beni parçaladığın gibi gidişlerinle.
Şimdi kendince
kaçarak cezalandırıyorsun beni. Bütün o incilerini bana vermişken şimdi geri
istiyorsun ve yok sayıyorsun kişiliğimi ve unut diyorsun sanki unutmak seni ölüm
değilmiş gibi, neden öl demiyorsun peki?
Unut diyorsun
çünkü unutmanın ölüm olduğunun farkında eğilsin benim için. Ben de bilirim
elbet, yokluğunda tükenmeyi ve gerekirse bu yüreği kanatıp şarap olarak sana
sunmayı. Şimdi sen ne verdiysen bana onları da alıp götürmek istiyorsun
giderken. Anladım bedenini ve ruhunu çekip aldın ellerimden, gözlerini ve
yanında bakışlarını çekip aldın, dudaklarını ve yanında öpüşlerini çekip aldın,
ellerini ve yanında öpüşlerini çekip aldın, peki bütün bunlardan sonra ruhunu
şırıngayla çektiğin bu bedene mezarda yaptın mı?
Ey sevgili, şunu
bil ki, asla aynı şiddette sevemez iki sevgili birbirini. Kim aşıksa o daha çok
sever diğerini. Biri aşık olur diğeri sevgili. Sen aşık olmayı seçtin kendince,
ben de çaresizce bana geldiğinde, sana sevgili olmayı seçtim. Şimdi diyorsun ki
sen niye aşık değilsin ve benim kadar sevmiyorsun. Eğer gerçekten sevgilim değil
de aşkım olsaydın, ben senin peşinde koşardım. Sartsız olarak sen nereye
gidersen gelirdim. Sorgulamazdım hiçbir davranışını, üzülürdüm belki, kanatırdım
yüreğimi belki ama yine de yanımda olmandan büyük mutluluk duyardım.
Şimdi gidişinle
ve bende bıraktığın yokluk nöbetlerinle ben sana aşık olma yolundayım. Yokluğun
öylesine büyük ki çaresiz bıraktı beni yaşama karşı. Bütün dirençlerimi kırdı,
bütün egomu yerle bir etti. Kendimle bile sana karşı savaşacak gücüm kalmadı. Ve
işte ağlama duvarım, senin kırmızı tuğlalarından örülü, diz çöküyorum karşında
ve merhametini ve affımı diliyorum yüce aşkımla. Bir gün sen aynı istekle
çaresizle çırpınışlar içinde bana geldiğinde ben, bütün şefkatli kollarımı ve
yüreğimi sana açmış ve aşkını kutsamıştım hani. Acılarını ve kanattığın yüreğini
sıcacık buselerle temizlemiştim. Sonra sen o acılardan kurtuldun ve mutluluğa
ulaştın, aşkın en büyük hazlarını yaşadın kollarımın arasında.
Ancak bu öyle
bir trajedidir ki, senden bana bulaştı bu yüce hastalık. Şimdi çaresizce
çırpınışlar içinde olan benim. Ve çırpındıkça daha batıyorum, yok oluyorum senin
tersine. Kurtar beni ey sevgili, kurtar ki bu can, canına can katsın aşkıyla.
Acı çekmek varsa bu vuslatın sonunda onu da çekmeye hazırım amenna.
Seni bu hayatta
her şeyden daha çok seviyor, bu hayattaki her şey sen olma ey sevgili.
Seni ne kadar
çok sevdiğimi biliyorsun, bilmiyorsan da bir gün bunu fark edeceksin.
04.06.05 Cuma…
|