Ana Sayfa Günah Çıkarma Ayinleri
 
 
online

E-mail: bilal_ozbay@tnn.net

     

 

  

Günah Çıkarma Ayinleri 3

 

Ey sevgili,

 

Ne geceleri sabah oluyor sensiz, ne gündüzleri gece. Zaman hiç olmadığı kadar tanımsız ve müphem, o kadar ağır ilerliyor ki, bu ızdıraplarımı, bu acılarımı daha da çekilmez daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Zamanın durması için dua ediyorum, o ne durmak ne de ilerlemek istiyor. Hani bir dursa bu işkenceler son bulacak ve ölüm o kurtarıcı yanıyla bir kahraman olarak beni kucaklayacak, Azrail beni senin yerine kollarına alacak; zamanın hiç olmadığı, uzamın hiç olmadığı ve sonsuzluk içinde bir yaşam olan cennetine götürecek.

 

Biliyorum ki, senin cennetin bu dünyada haram bana. Çünkü şeytanın fısıltılarına kanıp yasak meyveyi yiyen bendim sana göre. Bir tek ben günahkarım gözünde, bir tek ben isyan ettim inançlarımıza. Ve seni yalnız bıraktım elma ağacının altında öyle mi? Oysa ikimizde çırılçıplaktık tanrının gül bahçesinde, incir yaprakları bile örtemezdi günahlarımızı. Ancak sen bana yükledin bütün günahları. Tanrı cennetinden uzaklaştırırken, sen cehennemine attın beni. Tanrı senden daha merhametli daha şefkatli iken sen yokluğunun Zebani’lerine teslim ettin beni. Bu evrenin en sıcak ve dayanılmaz ateşine attın. Sadece yanmak kurtuluş olsaydı çoktan ölürdüm. Ancak ölüm bile bu ateşten kurtarmaz beni.  İntihar çare olsaydı şimdi en kuytu yerlerinde olacaktım toprağının.

 

Ateşim bazen dayanılmaz derece de artıyor ve ben içimdeki yangını sayıklıyorum boş sarı odalara. Ağlamak çare olmaktan çıkıyor, boğazıma gözyaşlarını çekerek adını nefesime düğümlüyor. Oksijen sanki tükeniyor, sanki ben boğuluyorum yokluğunda. Ama inadına sen daha çok büyüyorsun içimde ve beni bile aşıyorsun.

 

Her gece tanrıya dua ediyorum. İnançlarım olmasaydı şimdiye kadar çoktan kıymıştım bu can’a ve canan’a. Can olmayınca nasıl olmuyorsa canan, aksi de aynı derecede olasılık içinde. Sen olmayınca bu can’ın var olma eylemi yitişlerde. Artık tek bir ereği var bu yaşamda kalmak için, o da can’an’ını bulmaktır, onu her daim aramaktır yoklukların dehlizleri arasında, buluncaya kadar aramak ve beklemektir. İnanmak işte. Bulamasam da hani aramak ve bulacağıma inanmaktır aşk. Bir gün seni ararken bütün duyularımı yitirsem de bu yüreğim hissedecek seni ve izini sürecek yine de. Seni bulduğumda sen olmayacaksın belki, olacaksın da hani görmeyeceksin beni, tanıyamayacaksın ya da, yüzüm bildiğin gibi olmayacak, ancak yüreğinde hala benden izler kaldıysa anlarsın senin için çektiğim cehennem azaplarını, anlamazsan ki o zaman zaten bütün umutlarımı yitirdiğim andır merhametinden. İşte o zaman gerçekten ölmüş olacağım sende. Öldürmüş olacaksın senin için göğsünde sakladığın yüreği. Canıma kastedeceğim o zaman. Bir giyotinin bıçakları arasına kendi isteğim ve arzumla koyacağım başımı. Gökteki cellat yerdekiyle birleştiğinde kucağına düşecek başım ve ben teslim edeceğim ruhumu tanrıya. Artık gerçek bir günahkar olarak çıkacağım tanrının karşısına. Araf yolunda ilerlerken tanırsan beni sadece sana benzeyen yüzümle, o zaman mesut olacağım sevgili.

 

Sen bana gelmeseydin ben sana gelemezdim, sen içime serpmeseydin bu aşk tohumlarını asla aşkı bilemezdim. Şimdi sen gidiyorken ben nasıl ardında kalabilirim sevdiğim. Yüreğim avuçlarının içindeyken bütün gidişlerinde ben olacağım.

 

Kendine ve avuçlarında tuttuğun yüreğime iyi bak ceylanım. Ve bir gün o güzel gözlerine bir daha bakmadan ölmeme izin verme. Sana ve aşkına karşı inançlarımı besliyorum. Asla senden mucizeler beklemiyorum. Mucizelerine ihtiyacım olmadan da seni sevebiliyor ve aşkına inanabiliyorum.

 

Bütün günahlarımı affetmen ve tekrar beni cennetinle ödüllendirmen dileğiyle sevdiğim.

Amin.

 

05.06.05

Bu site tamamen özgündür. İzinsiz veya isim belirtilmeden herhangi bir alıntı yapılamaz. Eserlerin bir kısmı Deyiş Dergisi tarafından yayınlanmıştır.

  
Bilal ÖZBAY

 
Bir akşam vaktidir sevdiğim, oturmuşum hani o bildiğin terasa. karşımda adaların parlayan yıldızları. umurumda değil hani, işmar etse de Rum kızları.

Neyzen üfledikçe üflüyor ciğerime ciğerime, körüklüyor sevdamı. şarabın tadı buruk dudaklarımda. sarhoş etmiyor yanımda sen olmayınca.

Ne yazıktır ki, bedhahım sevdiğim. çünkü aklımdasın, canımdasın hala. ah o cıgaramın ucunda tütersin, bir bardak çayda demlenir, dibime çökersin.

Bir kara sevdadır bu, yüreğimi sökersin...