Ana Sayfa Günah Çıkarma Ayinleri
 
 
online
E-mail: bilal_ozbay@tnn.net

     

 

  

Günah Çıkarma ayinleri 6

 

Öldür

Me

İstersen

Can ver

Bir avuç sevgiyle

Can’a.

 

Ey sevgili, ey dünyam, ey şimdiki zamanım ve geleceğim, sensiz yalnızlıkların duvarına yapışıp kaldım, gecenin çarmıhına geriyorum ruhumu acı çeksin diye senin için, acılarım dayanılmaz oluyor rızandan yana bir umudum olmasa. Her ne kadar madden yanımda olmasan bile sen bana şah damarımdan daha yakınsın. Her nerede ne şekilde olursan ol. Kalbimin hissiyatını rehber edinerek elbet bulacağım seni. Ve senin için yaptığım amellerimle şefkatini ve merhametini dileyeceğim yine senden. Bir günahkar aşığın olarak, yılmadan ve usanmadan aşındıracağım kapını. Ben elimden geleni yapacağım, sen elimden gelmeyenleri de kabul et. Cennetin olmasa, cehenneminde yanarım. Acı çekerek, kan kusarak, irinlerimi patlatarak, sonsuz kere ölüp sonsuz kere dirilerek,  ta ki günahlarımı affedip cennetine alıncaya dek.

 

Hatırla ey sevgili, bir zamanlar, hani çok çok eskiden bir söz vermiştik birbirimize. Bir yıl değil, bir asır değil, binlerce asır önce değil, hani daha Ademoğlu bu dünyaya gelmemişken, henüz Adem ile Havva yasak meyveden yememişken, ta Gal-u Bela’da iken, ruhlarımız daha Havva’nın teniyle bütünleşmemişken, annemiz ve babamız, dilimiz ve rengimiz belli değilken daha…

Hani bir söz vermiştik Arasat meydanında, ant içmiştik ve Tanrı’ın adına yemin etmiştik, ne olura olsun sevecektik birbirimizi, ne olursa olsun vazgeçmeyecektik birbirimizden, her şeyim sen olacaktın, ben her şeyin olacaktım senin, bu dünyaya beraber inecektik cennetten Adem ile Havva gibi, bir aşkımız olacaktı, birbirimizden habersiz olsak da bu aşk bizi birleştirecekti.

 

Ne zamandan beridir benimsin diyordun bana, haykırıyorum işte bütün o kutsal ayetler ışığında, Gal-u Bela’dan beri seninim. Bu yaşıma kadar bütün dünyayı gezerek aşkımın rehberliğinde ve bu dinimin (Aşk) inancıyla seni aradım durdum. Bütün dillerde konuştum aşkını, bütün elçilerimi senin için gönderdim, bütün mucizelerimi sana sundum beni hatırla diye, o kutsal sözünü hatırla diye. Hatırladın mı ey sevgili, sen olmasaydın ben bu evreni yaratmazdım diyen Tanrının ilahi adaleti içinde ve aşkının merkezinde yanıyorum ben senin için. Tanrı en büyük sevgili, peygamber en büyük aşık. Şimdi ben bu kutsal yazıtlarla bütün insanlara ifşa ediyorum aşkımı. Bu inancı boynundaki düğümle taşısın insanlar diye, uğruna ölünebilecek tek şey benim aşkım sevdiğim, aşkımı sana sunuyorum, can bir kâse, içinde kırmızı bir şarap, aşkımın şerefine ve onuruna sunuyorum, lütfen kabul et.

 

Sen olmasaydın ben bu bedeni taşımazdım ey sevgili, intihara sürüklerdim bu bedeni, darağacına asardım kendimi, olmadı çarmıha gererdim aşkımı gör diye. Sen olmasaydın yaşamamın bir anlamı olmazdı, çalışmamın, evlenmenin, çocuk yapmanın bir anlamı olmazdı.

Sen olmasaydın bu ruhum bu bedene sığmazdı ey sevgili. Ruhum bütün bentlerimi aşar sel olur gelirdi ve yayılırdı ovalarına, bütün vadilerini doldururdu, yangından çöllere dönmüş topraklarını bereketlendirir ve en verimli ürünlerini verirdik evrene. Kutsal çocuklar olurlardı dudaklarında gül kokan çocuklar, dillerinde aşkımızın kutsal ayetleri olurdu. Sen olmasaydın ben olmazdım ey sevgili.     

 

Hatırlıyor musun şimdi bana verdiğin sözü. “seni seviyorum” demiştin cennetin gül bahçeleri arasında gezinirken, “seni seviyorum” demiştim ben de sana, beni bir damla sudan ve çamurdan yaratan Tanrı’ın adıyla seni seviyorum demiştim. Sonra Tanrı bizim bu sevgimiz karşısında bizi kutsayıp sevgili kılmıştı sonsuza dek. Bizi cennetinin, altından ırmaklar akan bir köşke yerleştirdi sonra, dilediğiniz gibi yaşayın burada dedi, dilediğiniz gibi yiyin ve için, yalnız aşkınızı unutup birbirinize sırt çevirmeyin dedi. Söz vermiştik tanrımıza, bizi birbirimizle nikâhladığı ve bu aşkı kalbimize mühür olarak verdiği için. Nereye gidersek gidelim kalbimizdeki bu mühür birbirimizi bulmamızı sağlayacak sevdiğim.

 

Sen olmasaydın ey sevgili bendeki bu aşk olmazdı, ben olmasaydım sendeki bu güzellik olmazdı. Seni ben kadar kimse güzel bulamaz, kimse senin yüreğinin atışlarını benim kadar hissedemez. Ben olmasam sen bu yaşamda nefes bile alamazsın ey sevgili. Aşkımı yok saydığında yüreğindeki bu mühür sökülecek ve öleceksin bir insan gibi. Bazı insanlar vardır ölümlüdür bilirsin sen de. Bazı insanlar vardır ölümsüzdür ki onlar Tanrının sözüne sadık kalmış olan aşıklardır ancak. Sakın ona karşı verdiğimiz sözü unutmayalım olur mu? Ve her zaman günahlarımızdan dolayı bağışlanmamızı dileyelim.

 

Hatırla ey sevgili. Sen cennetteki en güzel bakireydin, cennetin hurileri bile senin yanında sönük kalıyordu güzelliği. Onlar buna hiç aldırmazlardı oysa, çünkü onlar sadece bir melekti, onlar zorunlu olarak aşıklardı. Oysa biz seçmiştik ve seçilmiştik. Sevgimiz bizi birleştirmişti. Melekler bizi kıskanmıyordu ama cinlerin babası olan İblis ve Şeytan bu aşk karşısında ve tanrının bize karşı olan lütufu karşısında kıskançlıktan çatladılar ve bizi birbirimizden ayırmak için yemin ettiler.

 

Tanrı bize elçilerini gönderip sakın şeytanın vesveselerine kanmayın ve sözünüze sadık kalın diye bizi uyarmıştı.  Onların tuzaklarından bizi haberdar edip onları düşman bilmemizi istemişti. Şeytan kimdir diye sorma bana biliyorsun işte sen de, hatırla hani o büyük günde yaratıcımız toplamıştı bizi Arasat meydanında, hatırlıyor musun ey sevgili, senden başka kimseyi daha çok sevmeyeceğim diye söz vermiştik hani.

 

Şeytan; vesvesedir, kibirdir, gururdur, kirlenmedir, büyüklenmedir. Verdiğimiz akitlerden dönmedir. Sevgiliyi aldatmadır, şeytan bizim dışımızdaki her şeydir sevdiğim. Güzel olan sensin, iyi olan benim.

 

Hatıla ey sevgili, hani tanrımız bizi aşkımızla onurlandırmıştı da, şeytan buana karşı çıkmıştı, bu aşkı kabullenmeyip gurur ve kibir yapmıştı da tanrımıza karşı büyüklenmişti.

 

Ve şeytan şöyle demişti, “madem öyle, beni azdırdığından dolayı insanları saptırmak için mutlaka senin dosdoğru yoluna pusu kurup oturacağım.”

“Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”

 

Ve Tanrı şöyle demişti: “kınanıp, alçaltılmış ve kovulmuş olarak ordan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.”

 

Hatırla ey sevgili, şeytan kibrinden dolayı lanetlenmişti ve cennetten kovulmuştu. Şeytan tanrının yasakladığı meyveyi insana hoş göstererek, onları günaha soktu da şeytanla birlikte birbirine iki düşman olarak yeryüzüne indirilmişlerdi. İnsanlardan ancak sevgiliye aşık olanlar ve sabredip şeytanın vesveselerine kapılmadan, sadık olanlar tekrar cennete girebileceklerdi. Hatırla ey sevgili, hani aşık olduklarımızdan başka kimseyi sevmeyecek ve kimseye boyun eğmeyecektik ve ne olursa olsun ki bu canımız pahasına da olsa sadık kalacaktık. Hiç kibirlenmeyecek ve gururlanmayacaktık, çünkü bilirdik ki bunlar şeytanın kulaklarımıza fısıldadığı vesveseden başka ir şey değildir.

 

Şimdi sen diyorsun ki ey sevgili, “sen benim kadar sevmiyorsun ve benim sevgimi hak etmiyorsun” söyler misin ey sevgili, benim yüreğimdekini nereden bilebilirsin? Nasıl şeytanın vesveselerine uyup aşkımıza ihanet edersin? Sabretmek artık bir lüks mü oldu aşkımızda acaba, sevgi için emek sarf etmek bir lüks mü acaba? Sana Tanrının adı üzerine yemin ederim ki bu şeytanın bize kurduğu oyunlardan başka bir şey değil sevdiğim. Eğer ki benim de günahlarım olduysa katında ben de bileyim ve tövbeler edeyim. Aşkından yana bir umut ver ki, kutsal bir sunakta canımı vereyim avuçlarına.

 

Ey sevdiğim, bu evrenin en güzel, en anlamlı, en kutsal sözüyle uzatıyorum sana bu yazıtı: “Seni Seviyorum”.

 

Bir gün Tanrının sevgilisi olan o güzel insan şöyle sormuştu arkadaşına; beni ne kadar çok seviyorsun? Arkadaşı da; ailemden daha çok seviyorum, o güzel insan olmadı dedi, arkadaşı, malımdan daha çok seviyorum, o güzel insan yine olmadı dedi, arkadaşı; canımdan bile çek seviyorum, o güzel insan da işte şimdi oldu dedi.

 

Ey sevgili hanımefendi, bu dünyadaki en değerli gördüğüm canımdan bile çok seviyorum seni. Bana inan ve iman et. Sakın benden mucizeler bekleme sevdiğim, ben acizane size aşık olan bir kulunuzum sadece, ille de bir mucize diyorsanız aşkıma inanınız. O zaman aşkımız tanrının katında da kabul görecek ve cennetimize kavuşacağız.

 

Sevgiyle ve aşkımla kal ey sevgili.

 

Bilal Özbay

12.06.05

Bu site tamamen özgündür. İzinsiz veya isim belirtilmeden herhangi bir alıntı yapılamaz. Eserlerin bir kısmı Deyiş Dergisi tarafından yayınlanmıştır.

  
Bilal ÖZBAY

 
Sevdiğim,

Anladım seni görünce,

varlık da bir yokluk da bir,

Ateş, toprak, su ve hava,

aşkın olmasa hepsi boş.

Anladım seni görünce sevdiğim,

Ak da bir kara da bir.