Ana SayfaResim
 
 
• FELSEFE SAYFASI

 

Sokrates, kişisel görünüm olarak kısa boylu, tıknaz ve şişik gözlü ve küt burunludur; büyük bir ağzı ve kalın dudakları vardır. Giyimine özen göstermez, hantal ve kaba bir yapısı bulunmaktadır. Fiziksel görünüm olarak Satyr’ e (yarı insan, yarısı keçi şeklinde şehvetli bir yarı tanrı) benzetilmektedir. Ancak konuşmaya başladığı zaman bütün bu özelliklerini unutturmaktadır. Konuşmasını dinleyenler, onun kişisel etki ve cazibesine hayran kalmaktadır.
 

online

msn: kuzgunn@hotmail.com

ıcq: 266-029-420-kuzgun

E-mail: bilal_ozbay@tnn.net

     

 

  
SOKRATES

Hayatı

(M.Ö.470 - 399 )

 

Yunanistanın Attika bölgesinde, Alopeke’ de doğdu, Atina’ da öldü. Babası mermer yontmakla geçiniyordu. Filozof Prodikos ile matematikçi Kyrenell Theodoras’ tan öğrenim gördü. Bir süre babasının işinde çalıştı, sonra, o dönem Atina’ nın örnek aydınları sayılan Sofistler’ in derslerini dinledi, eğitim ve öğretim yöntemlerini öğrendi. Yunanistanın saldırıya uğraması üzerine, Potidaia Savaşı’ na katıldı, saldırganlarla göğüs göğüse çarpıştı, yaralandı; barış sağlanınca, yaşamı boyunca sürdüreceği, felsefe sorunlarıyla ilgilenmeye başladı. Önceleri Deınokritos’ un geliştirdiği atom öğretisine ilgi duydu, daha önce yaşamış, Anadolu’ lu doğacı bilgelerin kuramlarını, varlık sorunlarına getirdikleri çözümleri öğrendi. Belli bir gelir karşılığında gençleri yetiştirmeyi amaçlayan ve kendilerine ‘bilen”, “bilgili” anlamında «Sophistes” denen retorik, dilbilgisi ve politika okutmayı iş edinen düşünürlerin yöntemlerini inceledi. Sokrates kendisini bu “bilgili” düşünürlerden ayırmak için ‘bilgiseven” an1amında ‘’philosophes” diye niteledi. Bu kavram sonradan ‘’felsefe’’ ve ‘’filozof’’ sözcüklerinin gelişip yayılmasına neden oldu. Böyle felsefe tarihinde kendisine ‘’philosoph / bilgiseven’’ adını veren ilk düşünür oldu.

Sokrates, düşüncelerine, davranışlarına, Atina’ ya getirmek istediği yeni ahlak anlayışına karşı çıkan ozan Melitos, retorikçi Lykhon ve derici Anytos’ un suçlamaları sonucu baldıran suyu içerek yaşamına son verilmek üzere ölüm cezasına çarptırıldı. Otuz günlük tutukluluk süresinde kendisine kaçmak için her türlü kolaylığı sağlayan varlıklı ve etkili öğrencisi Kriton’ un önerisini geri çevirerek ölümü seçti. Kaçmamasının nedeni olarak da ‘’yetmiş yıldır karşı çıkmadığım Atina yasaları, şimdi bana ölmeyi buyuruyor diye kaçarsam kendi kendimle çelişkiye düştüğüm gibi benimsediğim ahlak ilkelerine de aykırı davranmış olurum’’ görüşünü ileri sürdü. Platon’un anlattığı bu ve benzeri başka olaylar, Sokrates’in yaşamı boyunca düşünce ve davranışları arasında kopmayan bir bağlantının bulunduğunu gösterir. Bilgiyi bir gelir aracı, felsefeyi Atina sitesine politikacı gençler yetiştirmek için güncel bir öğreti olarak anlayan Sofistler’ in arasında bulunmasına, onlarla tartışmasına karşın, davranışın temelinde ölçü ve dengeyi, düşünmede us ilkelerini geçerli sayan Sokrates, yaşamının her döneminde olduğu gibi kalmanın, göründüğü gibi olmanın örneği sayılmıştır.

Sokrates, yazılı yapıt bırakmadığından, düşünceleri, yöntemi, davranışları Atina sitesinin bir yurttaşı olarak tutumu onunla ilgili kaynaklardan öğrenilmektedir. Bu kaynak yapıtların yazarlarından öğrencisi Platon ve Ksenophon, onun, bir bilge olarak, yöntem ve öğretisini, oyun yazarı Aristophanes ise toplumsal geleneklerle bağdaşmadığını ileri sürdüğü inanç ve davranışlarını dile getirir. Önceleri şiir yazan, Sokrates’ i tanıdıktan sonra bütün şiirlerini yok ederek kendini felsefeye veren Platon 28 yaşından sonra öğrencisi olduğu, Sokrates’ le ilgili düşüncelerini, tartışmalarda, onu konuşturarak, ortaya koyar. Bu konuyu işleyen yapıtlardan Apologia (Sokrates’in Savunmasa) gereksiz bir suçlama ve yargılama karşısında Sokrates’ in tutumunu açıklar. Phaidon (Phaidon) tinsel ölümsüzlük sorununu içerir, ölüm karşısında bilge kişinin sarsılmazlığını anlatır. Symposion (Şölen) ise Sokrates’ in kişiliğini açıklığa kavuşturur. Theaitetos (Theaitetos) felsefenin benimsediği bilginin ne olduğunu sergiler, Kriton (Kriton) bilgenin yasalar karşısındaki tutumunu gösterir. Bütün bu yapıtlarda, Sokrates belli bir yanıyla ele alınır, onun ‘’örnek insan’’ olduğu kanısıyla sonuca vardır. Ksenophon’ un Apomnemoneumato (‘’Anılar’’) adli yapıtında, Sokrates’ in düşünce derinliğine varılmadan, kişiliğinin genel çizgileri üzerinde durulur, yer yer tinsel nitelikleri, davranış ilkeleri aydınlığa çıkarılır. Sokrates’ le ilgili ilk yapıt olan, Aristophanes’ in Nepbe1ai’ si (Bulutlar) onu toplumun, inanç ve gelenekleri karşısında saygılı davranmayan, yeni bir inanç düzeni getirmeye çalışarak gençleri aldatan kimse olarak gösterir. Nitekim Sokrates’ in suçlanması, yargılanması, baldıran suyu içerek ölüme gitmesi de Aristophanes’ in yapıtında açıkladığı anlayış doğrultusundadır.

Sokrates’ in felsefe tarihindeki etkisi, «filozof’’ kavramıyla yaşıt ve bağlantılıdır. Onun doğayla ilgilenmeyip yalnız insanı konu edinmesi yeni bir düşünce akımının başlangıcı sayılmıştır. Cicero, onun için ‘’fe1sefeyi gökten yere indirerek insanlar arasına sokmuştur’’ derken bu yeni görüşü dile getirmekteydi. Sokrates’ in düşünce yöntemine dayanan dört “Sokratesçi okul’’ kurulmuştur. Bunlar 5. - 4. yy’ lar da ortaya çıkan Eukleides’ in kurduğu Megara Okulu, Phaidon’un temellendirdiği Elis-Eritreia Okulu, Antisthenes’ in geliştirdiği Kynikier Okulu ile Aristippos’ un öncülük ettiği Kyrene Okulu’ dur.Ayrıca Sokrates’ in görüşlerinden esinlenen, ancak bağımsız okul niteliği kazanamayan akımlar da vardır.

KAYNAKÇA: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi.

Filozoflar Ansiklopedisi –Cemil Sena.

 

Sokrates, tasarladığı erdemliliği kendi davranışları yansıtmaktadır. Kendini denetleyebilen, yüce ruhlu, soylu, sade ve büyük bir sabırlılığa sahip biridir; ve çok az beklentisi vardır. Yetmiş yıllık yaşantısı boyunca çok sayıda kanıt ortaya koymuştur. Ahlaksal değerlere büyük önem vermektedir. Düşündüğü şeyi korkusuzca gerçekleştirmek ister. Herkese karşı çok yardımseverdir ve hiç kimseye kötülük yaptığı görülmemiştir. Yanlış bir şekilde tanrıtanımazlıkla ve gençleri kötülüğe sevk etmekle suçlarmış ve baldıran zehiri içirilerek öldürülmüştür (İ.Ö. 399). Otoriteye ve devletin yüceliğine olan saygısını kanunlara itaat ederek ve başkalarını itaat ettirerek kanıtlamıştır. Mahkum edildiği zaman arkadaşları bir kaçış planı hazırlamışlardır. Ancak o bunu kabul etmeyecektir. Yaşamı boyunca kanunlara saygılı birisi olarak davranmıştır ve ölünceye kadar bunu sürdürecektir.

 

Bu site tamamen özgündür. İzinsiz veya isim belirtilmeden herhangi bir alıntı yapılamaz. Eserlerin bir kısmı Deyiş Dergisi tarafından yayınlanmıştır.