Aristoteles
'in Sokrates'e
törel ve bilimsel sorunlara uygulandığı biçimiyle tümevarımcı
yöntemin kurucusu olma sanını yüklüyor olmasına karşın, Sokrates
herhangi bir kitap yazmış ya da bir felsefe okulu kurmuş
değildi. Kendini eğitmiş biriydi, ve öğrettikleri bize başlıca
ögrencileri olan Ksenofon ve Platon'un kapsamlı yazıları yoluyla
ulaşmıştır. (Ayrıca Aristoteles'in yazılarında da kimi
göndermeler vardır).
Sokratik ironi
olarak bilinen uygulayımı kullanarak Sokrates kendini bilgisiz
bir insan gibi gösterir, her zaman sorular sorar, hiçbir zaman
yanıt önermez ama bilgiyi başkalarından arardı. Bu uygulayım
aracılığıyla zamanının gençlerinden daha önce hiç anlamamış
oldukları gerçekleri çıkarabiliyordu.
Böylece bir keresinde sorularıyla bir çocuktan onun ilk kez bu
yolla öğrendiği Pisagor teoreminin gerekçesini almıştı. Kendine
özgü maiatik
(doğurtucu) yöntem
ile elde edilen sonuçları belirterek Sokrates kendini gerçeği
her insanın ruhundaki hazineden çıkaran yalnızca oradaki
uykusundan uyandıran bir tür ebe olarak görüyordu.
Tüm gerçeklerin birey tarafından doğumdan önceki, eş deyişle
dünyasal varoluşa önsel bir varoluştan kalıt alındığı vargısını
çıkarıyordu. Dahası Sokrates gerçekliğin temel anlamı, eş
deyişle bir şeyler sınıfındaki tüm tikel şeylere ortak olan
öğeyi ya da özü açığa seren tanımdan oluştuğuna inanırdı.
Gerçeklik Sokratik
eytişim(diyalektik)
yoluyla açığa serilirdi-bir konuşma yöntemi ki bir soru, sorun
ya da konuyu ilgilendiren olanaklı tüm bakış açılarını ortaya
serer ve her açıdan tartışırdı.
İnsanların çoğu ikircimli ve bulanık bir dile sığınır, bir
önesürümü sağın anlamdan yoksun sözcüklerin kullanımıyla
tanıtlamaya çalışırlar. Sokrates böyle insanları kendileriyle
çelişkiye düşüren ve onları terimlerini tanımlamaya zorlayan
ironi uygulayımını kullanıyordu. Yaşamını tanım için, eş deyişe,
iyinin son tanımı için arayışa adadı; gene de yaşamının sonu onu
henüz bu sonsuz araştırmayı sürdürürken yakaladı.
Felsefe Tarihi-
Sahakian- İdea Yayınları
|